Tıptaki adıyla postpartum depresyon, halk arasındaki adıyla doğum sonrası ya da lohusa depresyonu annenin doğumdan sonra yaşadığı duygusal ve fiziksel değişimlere verilen isimdir. Kişiden kişiye şiddeti ve süresi değişen ancak doğum sonrası birçok anneyi etkisi altına alan bu durumu sizler için en çok merak edilen 8 soruyu cevaplayarak anlatmaya çalıştık.
İçindekiler
Hamilelik ve doğum süreci herkesin takdir edeceği gibi anne için hem fiziksel hem mental olarak oldukça zorlayıcı bir süreçtir. Bu yüzden hemen hemen her anne doğum sonrası genelde 3 ila 5, maksimum ise 15 gün süren doğum hüznü dediğimiz duygu dalgalanmaları yaşayabilir. Bu dönemde korku, boşluk hissi, kaygı ya da üzüntü hissetmek oldukça normaldir. Ancak eğer bu duygular doğumun üzerinden on beş günden fazla süre geçmiş olmasına rağmen şiddetli bir şekilde yaşanmaya devam ediyorsa, anne doğum sonrası ya da lohusa depresyonu olarak adlandırdığımız psikolojik rahatsızlığı yaşıyor olabilir. Doğum sonrası depresyon doğum sonrası hüznü gibi kendiliğinden kolayca geçmez, ciddi bir problemdir. Annenin bebeğe olan hislerini etkileyen ve hatta hiçbir bağlılık hissi oluşmamasına sebep olabilen lohusa depresyonu ile başa çıkmak için doktor yardımı almak annenin mental ve fiziksel sağlığını korumada oldukça önemlidir. Postpartum depresyonun sebeplerine sonraki sorularda değineceğiz, ancak oraya gelmeden belirtmekte fayda var: bu depresyondan muzdarip olmak asla annenin güçsüz olduğu ya da bebeği istemediği anlamına gelmez. Oldukça yaygın olan doğum sonrası depresyon hamilelik ve doğum temelli birçok komplike sebepten kaynaklanıyor olabilir.
Benzer duygu durumlarına sebep olan postpartum depresyon ile doğum hüznü arasındaki en büyük fark bu duyguların ne zaman ve ne kadar süre ile yaşandığıdır. Yukarıda da söylediğimiz gibi doğum sonrası 15 güne kadar hızlı duygu değişimleri yaşamak; gergin, daralmış ve üzgün hissetmek; ağlama krizleri geçirmek; uyku ve yeme problemleri yaşamak oldukça normaldir. Eğer bu duygu durumları 15 günden uzun sürüyorsa ve çok yoğunsa bu doğum sonrası depresyonuna işaret olabilir. Aralarındaki bir diğer fark da bu hissiyatların başlama zamanıdır. Doğum hüznü her zaman doğumdan sonraki günlerde yaşanır ancak postpartum depresyon için aynı şeyi söyleyemeyiz. Lohusa depresyonu doğumdan 1 ay sonra başlayabileceği gibi hamileliğin herhangi bir noktasında başlayıp doğumdan sonra birkaç aya kadar devam edebilir.
Doğumun üzerinden iki hafta geçmesine rağmen aşağıdaki durumlardan bir ya da birden fazlasını yaşıyorsanız postpartum depresyonu geçiriyor olabilirsiniz. Bazı anneler doğum sonrası mutlu olmama utancı ya da beklentileri karşılayamama endişesi dolayısıyla yaşadıklarını çevresiyle paylaşma konusunda çekingen davranabilir. Ancak unutmayın bu hislere sahip olmak sizi kötü ya da sorumsuz bir anne yapmaz çünkü doğum sonrası depresyon annenin kontrolünde olmayan hisler yaşamasına sebep olur. Eğer postpartum depresyon yaşıyorsanız bu duyguları değiştirmek ya da baskılamak mümkün değildir, bu durumdaki anneler dışarıdan gelecek desteklere ihtiyaç duyar. Lohusa depresyonu durumunda doktor ve diğer aile bireylerinden yardım almayı reddetmek bebek ve anne sağlığı için yapılacak en kötü hamle olur.
Doğum sonrası depresyon belirtileri genelde doğumdan 4-6 hafta kadar sonra ortaya çıkar. Ancak yukarıda da belirttiğimiz gibi bu belirtilerin hamilelik sürecinde ya da doğumdan hemen sonra ortaya çıkma ihtimali de vardır. Ne zaman biteceği tamamen annenin durumuna ve uygulanan tedaviye bağlıdır. Ancak tedavi süreci yaklaşık 1 yıl sürer demek yanlış olmayacaktır.
Hamilelik sürecinde hormon değerlerinin normale göre çok büyük farklılıklar gösterdiğini biliyoruz. Bu değişen hormon değerleri doğum gerçekleştikten sonra 24 saat içerisinde hamilelik öncesi değerlere geri döner. Doktorlar arasındaki genel kanıya göre doğum hüznünün sebebi olan bu ani değişim doğum sonrası depresyonun da sebebi olabilir. Bu temel sebebin dışında aşağıdaki durumların yaşanması doğum sonrası depresyonunu tetikleyebilir:
Evet. Eğer aşağıdaki durumlardan biri bile sizin için uygunsa doğum sonrası depresyonu riski sizin için daha fazla demektir:
Lohusa depresyonu belirtileri yaşayan anneler hissettikleri ve yaşadıklarını mutlaka yakınlarıyla paylaşmalı ve destek istemelidir. Yakınlarından aldığı destekten sonra mümkünse bu alanda uzman bir doktor ile terapiye başlamak ve ilaç tedavisi için psikoloğun yönlendirdiği bir psikiyatra başvurmak gerekir. Bu tür hastalıkların tedavisinde en iyi sonucu almak için genellikle terapi ve ilaç tedavilerinin birlikte uygulanması önerilir.
Terapi ve ilaç tedavisi uygulanmadan lohusa depresyonunu geçirmek imkansız derecesinde zordur. Belki birkaç yıl gibi uzun bir süreden sonra depresyon kendi kendine geçebilir. Ancak bu süreçte anne ve bebek arasındaki bağ oldukça zarar görür. Doğrudan anne sağlığını etkileyen doğum sonrası depresyonu doktor yardımı alınmazsa bebek sağlığı için de ciddi derecede zararlı olabilir. Bu yüzden mutlaka doktor kontrolünde bir tedaviye başvurulmalıdır. Terapi dışında kendini daha iyi hissetme ve depresyonla mücadele etmede annenin hayat şeklinde uygulayacağı bazı değişiklikler oldukça faydalı olacaktır. Yemek ve uyku düzenine dikkat etmek bu değişikliklerin başında gelir. Yetersiz uyku ve besin tüketimi her koşulda depresyonu tetikleyecektir. Bunun dışında kendine zaman ayırmak, aile ve arkadaşlarla bağı koparmayıp görüşmek annenin sosyalleşmesine ve bebek dışındaki hayatı takip etmesine yardımcı olup daha iyi hissetmesini sağlayabilir.
Referans:
https://www.ttb.org.tr/STED/sted0901/dogum.pdf
http://www.istanbulsaglik.gov.tr/w/tez/pdf/aile_hekimligi/dr_tijen_i_eren.pdf
Ege Üniversitesi Psikoloji bölümü mezunu, uzmanlık alanı; Çocuk, Ergen ve Anne psikolojisi, özgüven eksikliği, depresyon, öfke kontrolü gibi bir çok psikolojik alanlarda çalışmalar yapmaktadır.
8 yaşındaki çocuğunuz hala sizinle bir aile olarak vakit geçirmek konusunda istekli bir yaştadır. Bu…
Hamilelik dönemini başarıyla atlattıktan sonra nihayet bebeğinizi kucağınıza aldınız. Şimdi ise tek odak noktanız bebeğinizin…
Bazı çocuk soruları, çocuğunuzu yakından tanıyarak hoşlandığı şeyleri öğrenmenize ve çocuğunuzla iletişim kurmanızı sağlar. İşte…
Bebeklerde çoğunlukla bez kullanımından kaynaklı olarak ortaya çıkan pişik problemi için anne ve babalar en…
Rahim ağzı kanseri, kadınlarda oldukça yaygın şekilde görülen ancak aşı ile önlenebilen nadir kanser türlerinden…
Anne babaların çocukları ile ilgili merak ettikleri konuların başında ergenlik dönemi gelir. Ergenlik çocukluktan erişkinliğe…