İçindekiler
- Hamileyken Merak Ettikleriniz
- Hamileyken Adet Olunur mu?
- Hamileyken Neden Kan Gelir?
- Hamileyken Spor Yapılır mı?
- Hamileyken Saç Boyanır mı?
- Hamileyken Saç Kesilir mi?
- Hamileyken Neden Su Gelir?
- Hamileyken Ne Yemeli?
- Hamileyken Ne Yememeli?
- Hamileyken Türk Kahvesi İçilir mi?
- Hamileyken Ihlamur İçilir mi?
- Hamileyken Ayva Yemek Faydalı mıdır?
- Hamileyken Denize Girmek Zararlı mıdır?
- Hamileyken Soda İçilir mi?
- Hamileyken Acı Yemek Doğru mu?
Hamileyken Merak Ettikleriniz
Hamilelik, kadın fizyolojisinde büyük değişimlere sebep olur ve bu yüzden de hamilelik süresi boyunca hemen hemen her adımınıza dikkat etmeniz önerilir. Özellikle ilk hamileliğini yaşayan kadınlar, neleri yapıp neleri yapmamaları konusunda kafa karışıklığı yaşayabilir. Hamilelik boyunca yediğiniz yemeklere, içtiğiniz sıvılara, kullandığınız ilaçlara, yaptığınız sporlara ve daha pek çok noktaya büyük bir özen göstermeniz, hem bebeğinizin gelişimini hem de kendi sağlığınızı göz önünde bulundurmanız son derece önemlidir. Gebelik boyunca yanlış adımlar atmanız, hamileliği zorlu ve sancılı bir şekilde geçirmenize yol açabileceği gibi bebeğinizin gelişimini de yavaşlatabilir. Bu yüzden daima tetikte ve dikkatli olmanız gereken hamilelik sürecinde bilmeniz gereken birbirinden önemli ipuçları bulunur. Bu süreçte size yardımcı olabilecek en önemli noktaları sizin için bir araya getirdik. Hamilelik boyunca merak edeceğiniz tüm detayları yazımızın devamında bulabilirsiniz.
Hamileyken Adet Olunur mu?
Her kadının vücudunda belirli sayıda yumurta bulunur ve bu yumurtalar olası hamilelik ihtimaline karşı her ay kendilerini hazırlar. Döllenme oluşmaması durumunda ise adet gerçekleşir ve adet esnasında kendisini hazırladığı hâlde döllenmemiş olan yumurta vücuttan atılır. Hamilelik ise döllenme sırası gelen ve adet döngüsünde öne çıkan yumurtanın babadan gelen spermle döllenmesi ve vücuda tutunması şeklinde oluşur. Bu sebeple de hamilelik ve adet, aynı anda gerçekleşemeyecek iki zıt durumdur.
Çok net olarak söylenebilir ki adet varsa hamilelik, hamilelik varsa adet yoktur. Her ne kadar kimi kadınlar hamileliğin ilk ayında adet gördüklerini iddia etseler de bu durum tıbben mümkün değildir. Gebeliğin ilk günlerinde yaşanan ve sıklıkla adet olduğu sanılan kanamaların büyük bir bölümü ise esasen yerleşme kanamalarıdır. Yerleşme kanamaları, döllenen yumurtanın vücuda tutunması sırasında gerçekleşen ve adetten son derece farklı bir şekilde seyreden kanama çeşitleridir. Yerleşme kanaması, adete göre çok daha acısız ve sancısız gerçekleşir. Lekelenme şeklinde oluşan yerleşme kanamaları, adetten daha kısa sürer ve genellikle tek seferde ya da bir tam gün içinde tamamlanır.
Hamilelik başlangıcında vücudun tıpkı adet döneminde olduğu gibi şişmesi ve hassaslaşması, yerleşme kanamalarının adet kanaması olduğu algısına yol açabilir. Hamilelik, karın bölgesinde ağrıya da sebep olabileceği için bu yanılgı son derece yaygındır. İlk haftalardan sonra yaşayabileceğiniz şiddetli ve ağrılı kanamalar ise düşük riskine ya da ciddi sağlık sorunlarına işaret edebilir. Hamileyken adet benzeri sancılı ve yoğun kanamalar yaşamanız durumunda vakit kaybetmeden doktorunuza danışmanızda yarar bulunur.
Hamileyken Neden Kan Gelir?
Hamileyken yaşanan kanamaların bir bölümü doğaldır ve herhangi bir sağlık sorununa işaret etmez. Özellikle gebeliğin gerçekleştiği ilk günlerde yaşanan hafif kanamalar, döllenen yumurtanın vücuda tutunma sürecinin doğal bir parçası olarak kabul edilir. Ağrısız, kısa süreli ve hafif şiddette seyreden yerleşme kanamalarının gebeliğin gerçekleştiği ilk günlerde yaşanması ve sonrasında da tamamen kesilmesi beklenir. Daha sonraki dönemde gerçekleşen şiddetli kanamalar ise çeşitli sağlık sorunlarının ve düşük riskinin habercisi olabilir.
Özellikle hamileliğin ilk üç ayındayken yoğun kanama yaşarsanız, hiç vakit kaybetmeden doktorunuza danışmanız ve destek almanız önerilir. Eğer fetüs hâlen hayattaysa kanamaya yol açan sorunun tespit edilmesi için gerekli testleri yaptırmanız ve doktorunuz uygun görürse medikal tedaviye başlamanız son derece önemlidir. Daha önceden düşük yapmış, kürtaj olmuş, rahim rahatsızlıkları yaşamış kadınların hamileliğin ilk üç ayında düşük yaşama riskleri, diğer kadınlara göre daha yüksektir. Bu tarz bir geçmişiniz varsa bunu hekiminize sürecin en başında belirtmenizde ve doktorunuzun tavsiye edeceği düşük riskini azaltan ilaçları kullanmanızda yarar bulunur.
İkinci ve üçüncü trimester içinde yaşanabilecek kanamalar ise şiddetlerine göre değerlendirilir. Yoğun kanamalarda acil müdahale gerekliliği artarken basit ve hafif kanamalar ise ağırlıklı olarak genişleyen rahim duvarının doğal bir tepkisi olarak yorumlanır. Her iki durumda da kanama gözlemlediğiniz an doktorunuza danışmanız ise son derece önemlidir. Hamile kadınların rahimlerinde kist benzeri oluşumlar bulunması da kanama oluşumuna yol açabilir. Rahim kistleri, ağırlıklı olarak gebeliğin gerçekleşmesini önleyici etkiye sahip olsalar da hamileliği önleyemeyecek kadar küçük kistler, gebelikle aynı dönemde rahimdeki varlıklarını sürdürebilir. Bu durumda cerrahi müdahale söz konusu olamayacağı için doktorunuzla görüşmeniz ve hamileliğe zarar vermeyecek bir tedavi programını takip etmeniz gerekebilir.
Hamileyken Spor Yapılır mı?
Hamileyken spor yapma konusunda bilmeniz gereken ilk nokta, kastedilen sporların hamile kalmadan önce yaptığınız sporlardan son derece farklı olduğudur. İlk olarak şunu aklınızdan çıkarmayın: Hamile kalmadan önce uyguladığınız zorlayıcı, yüksek eforlu ve kalori yakımına yönelik sporların hiçbiri, hamilelik sürecinde yapılmaz. Hamileler için bebeğin gelişimine zarar vermeyecek ve annenin vücudunu güçlendirmesine yardımcı olacak ayrı spor programları hazırlanır ve gebelik sürecinde tercih edebileceğiniz sporları bu programlar arasından seçmeniz büyük önem taşır.
Hamile sporlarını ilk üç ay içinde yapmanız ise bebeğin gelişimi açısından riskli bulunur ve tavsiye edilmez. Birinci trimester adı verilen ilk üç aylık periyot, fetüsün vücuda tutunma çabasıyla geçer ve bu süreçte düşük riski bir hayli fazladır. Bu sebeple birinci trimester boyunca anne adayının spor yapması, düşük riskini artırabilir. Bu dönemde hamile kadınların bol bol dinlenmeleri, vücutlarını zorlayacak hareketlerden kaçınmaları, uykuya zaman ayırmaları ve bu sayede fetüsün rahatlıkla tutunabileceği bir ortam oluşturmaları son derece önemlidir.
İkinci trimester döneminden itibaren ise yürüyüş, hamile pilatesi, yoga gibi kas gruplarınıza esneklik kazandıracak hafif spor programları uygulamanızda yarar bulunur. Hamile kadınlar için özel olarak belirlenen spor programları, hem sizin hem de bebeğinizin sağlığına katkı sağlar. Hamileyken yapacağınız spor programlarını ise kadın doğum uzmanınız ve kişisel antrenörünüzle birlikte seçmeniz önerilir. Hamilelikte sırt ağrısı, bacak ağrısı, sindirim güçlüğü gibi problemler yaşamanız olasıdır. Yapacağınız sporların da bu sorunları çözmeye yönelik olarak belirlenmesi, hamileliği daha zahmetsiz bir şekilde geçirmenize yardımcı olur. Sizin için belirlenen sporu mümkün olduğunca uzman denetiminde gerçekleştirmeniz büyük önem taşır.
Eğer uzman gözetiminde spor yapma imkânınız yoksa ve kendi başınıza spor yapacaksanız dinlenme sürelerine dikkat etmeniz; baş dönmesi, halsizlik, kanama gibi problemlerle karşılaşmanız durumunda ise en yakın sağlık kuruluşuna başvurmanız önerilir.
Hamilelikte yapabileceğiniz sporları öğrenmek için Hamileyken Spor yapmak Hakkında Her Şey yazımıza göz atabilirsiniz!
Hamileyken Saç Boyanır mı?
Hamilelik süreci boyunca aklınızdan çıkarmamanız gereken birinci kural şudur: Yediğiniz, içtiğiniz, cildinize sürdüğünüz her şey, hücreleriniz ve kanınız aracılığıyla bebeğinize de geçer. Bu sebeple tükettiğiniz gıdalara, tercih ettiğiniz içeceklere, içtiğiniz ilaçlara ve cildinize temas edecek kozmetik ürünlerine büyük dikkat göstermeniz önerilir.
Hamileyken dikkat etmeniz gereken unsurlar arasında saç boyası da bulunur. Saç boyalarının içindeki kimyasal maddeler, kafa deriniz aracılığıyla damarlarınıza ve kanınız aracılığıyla da bebeğinize geçebilir. Bu kimyasal maddeler, normal koşullarda sağlığınıza zarar vermeseler de bebeklerin hassas bünyelerine olumsuz etkilerde bulunabilir. Bu sebeple doğru boya seçeneğini tercih etmeniz, bebeğinizin sağlığı için büyük önem taşır.
Eğer dış görünümünüzü yenilemek ve kendinize olan güveninizi artırmak istiyorsanız, saçlarınızı hamileyken de boyatabilirsiniz. Ancak kullanacağınız boyanın içeriğinde paraben, SLS, silikon gibi maddeler bulunmadığından emin olmanız önerilir. Bebeğe zarar verebilecek maddelerin listesini doktorunuzdan alabilir ve kullanılacak boyayı bizzat kontrol ederek doğru ürün tercihinde bulunabilirsiniz. Dilerseniz çeşitli kozmetik markaları tarafından üretilen tamamen doğal maddelerden elde edilmiş organik saç boyası çeşitlerine de yönelebilir ve saçlarınızı gönül rahatlığıyla yenileyebilirsiniz.
Hamileyken Saç Kesilir mi?
Saçlar, her kadının en çok önem verdiği ve kendisini iyi hissetmesine yardımcı olan en değerli aksesuarlar arasında yer alır ve hamileyken saç kestirmek, kadın psikolojisi üzerinde faydalı etkilerde bulunur. Hamilelik sürecinde fiziğinizde oluşan değişimlerin yarattığı moral bozukluğunu iddialı bir saç kesimiyle giderebilir, kendinize olan güveninizi yeni bir saç modeliyle artırabilirsiniz. Üstelik anneliğe hazırlandığınız süreçte daha önce denemediğiniz bir saç modeline geçerek yaşamınızda yeni bir başlangıç yapmanın keyfine de varabilirsiniz.
Hamileyken saç kesilmesinin anne ve bebek sağlığı açısından herhangi bir sakıncası yoktur. Ancak yine de dikkat etmeniz gereken bazı noktalar bulunur. Hamilelik sürecinde vücudunuz her zamankinden daha hassas olacağı için enfeksiyon kapma riskiniz de artar. Bu sebeple saç kesim işlemlerinin steril ve hijyenik ortamlarda gerçekleştirilmesine dikkat etmeniz, çeşitli enfeksiyonlardan ve sağlık problemlerinden korunmanız açısından önemlidir.
Ayrıca saç kesim işlemlerinin sizi fiziksel olarak zorlamaması da önemlidir. Kesim boyunca karnınıza basınç oluşturmayacak bir pozisyonda oturmanız ve kuaförünüzü dikkatli olması konusunda uyarmanız, olası kazaların önüne geçmenize yardımcı olur. Hamileliğin son dönemlerinde vücut hassasiyetiniz daha da artacağı için standart kuaför koltuklarında gerekli konforu bulamamanız söz konusu olabilir. Bu gibi durumlarda kesim işlemlerini size özel bir koltukta yaptırarak vücudunuzda basınç oluşmasını önleyebilirsiniz.
Hamileyken Neden Su Gelir?
Hamilelikte su gelmesi, ağırlıklı olarak gebeliğin tamamlandığı ve doğumun başladığı anlamına gelir. Bu noktada bahsedilen su, doğum kesesi içindeki amniyotik sıvıdır. Hamilelik boyunca rahim içinde biriken amniyotik sıvı, kese patladıktan sonra boşalarak bebeği doğum kanalına indiren süreci başlatır. Doğum kesesi, doğal ve sağlıklı bir hamilelik süreci yaşanması durumunda hamileliğin son haftasında patlar ve ilk seferde yoğun bir sıvı boşalması gözlemlenir.
Kesenin patlaması, doğumun derhal gerçekleşeceği anlamına gelmez. Kese patladıktan sonra dahi amniyotik sıvının bir kısmı içeride kalır ve bebeğin doğum kanalına inmesi 24 saati, doğumun fiilen başlaması ise 48 saati bulabilir. Bu sebeple hamileliğinizin 38. haftasına girdikten sonra suyunuz gelirse sakin bir şekilde doktorunuza başvurmanız ve doğum sürecini başlatmanız yeterlidir.
Amniyotik sıvının 38. haftadan önce gelmesi ise düşük ya da erken doğum habercisi olabilir. Bu gibi durumlarda derhal doktorunuza danışmanız ve sızan sıvının turnusol kağıdı ile kontrol edilmesini talep etmeniz önerilir.
Hamileyken su gelmesi konusunda en sık yaşanan durumlardan biri ise idrar kaçağının akıntıyla karıştırılmasıdır. Özellikle 6. aydan sonra anne karnındaki fetüsün mesaneye ve idrar kesesine basınç uygulaması, siz farkına dahi varmadan idrar kaçırmanıza yol açabilir. Bu durum, çoğu anne adayı tarafından amniyotik sıvı sızıntısıyla karıştırılır. İdrar kaçırmak, son derece tehlikesiz bir durumdur ve hamilelik süreci üzerinde herhangi bir olumsuz etkiye yol açmaz. Akıntıya yol açan sıvının idrar olup olmadığı da yine hastanede yapılacak turnusol kağıdı testiyle kolayca tespit edilebilir. Sızıntı yaşayan kadınlarda gerekli görülmesi durumunda kalp ritmi kontrolü gibi işlemler de uygulanabilir.
Hamileyken Ne Yemeli?
Hamileyken dikkat etmeniz gereken en önemli noktalardan biri de beslenmedir. Gebelik süreci boyunca doğru şekilde beslenmeniz, hem bebeğinizin sağlıklı ve güçlü şekilde büyümesini hem de sizin hamileliğin zorlu süreçlerini rahatça atlatabilmenizi sağlar. Beslenme konusunda bilmeniz gereken ilk nokta ise şudur: Halk arasında yaygın olarak dillendirilse de hamile kadınlar, iki kişilik yemek zorunda değildir! “Sen iki canlısın, iki kat yemelisin” cümlesini çevrenizden çok sık duyuyor olabilirsiniz, oysa bu bakış açısı, hamileliğinizi tahmin bile edemeyeceğiniz ölçüde zorlaştırabilir! Hamilelik sürecinde yaşayabileceğiniz sıkıntıların büyük bir bölümü, gerekenden çok daha fazla kilo almaktan ve fazla kilonun yol açtığı fiziksel sorunlardan kaynaklanır.
Hamilelik boyunca belirli bir oranda kilo almanız gerektiği doğrudur, ancak doktorunuzun uygun gördüğü kilodan fazlasını almanız, sağlığınıza zarar verebilir. Bu sebeple de gebelik boyunca besin değerleri yüksek yiyecekleri dikkatli ve dengeli bir şekilde tüketmeniz önerilir. Protein, karbonhidrat, yağ, vitamin ve minerallerin tümünü dengeli bir şekilde yemeniz, hamileliğinizi rahat geçirmeniz için son derece önemlidir. Hamilelikte bol bol et, balık, ceviz, taze mevsim meyvesi, sebze yemeği yiyebilirsiniz. Sizin için en doğru beslenme programını öğrenmek için bir dahiliye uzmanından yardım isteyebilirsiniz.
Eğer tansiyon ve diyabet gibi sağlık sorunlarınız varsa, bunu hamileliğin en başında doktorunuzla paylaşmanız önerilir. Tansiyon ve şeker hastalarının hamilelik sürecinde özel bir diyet uygulaması gerekebilir. Bu diyet hakkındaki detaylı bilgileri de yine kadın doğum hekiminizle ve dahiliye uzmanınızla görüşerek öğrenebilirsiniz.
Hamilelik boyunca dengeli ve düzenli bir beslenme programı oluşturmak için bilmeniz gerekenler bu yazıda!
Hamileyken Ne Yememeli?
Hamileyken uzak durmanız gereken yiyeceklerin başında, hazmı zor gıdalar ve ödem söktürme özelliğine sahip bitkiler gelir. Adaçayı, maydanoz, yeşil çay gibi doğal ödem söktürücüler, hamilelikten önceki ve sonraki dönemlerde sağlık açısından büyük fayda sağlasalar da gebelik süreci boyunca düşük riskini artırabilir. Özellikle ilk trimester boyunca bebeğinizin anne karnına tutunma mücadelesine zarar veren ödem söktürücüler, hamileliğin tamamında beslenme programınızdan mutlaka çıkarmanız gereken gıdalar arasında ilk sıradadır.
Hamilelik, sindirim sisteminiz üzerinde baskı uyguladığı ve çeşitli sindirim problemlerine yol açtığı için zor sindirilen yağlı gıdalara ve hamur işlerine kısıtlama getirmenizde de yarar bulunur. Dikkat etmeniz gereken bir diğer nokta da gaz yapan gıdaları beslenme programınızdan çıkartmaktır. Hamilelik boyunca bağırsaklarınız zorlanabilir ve bu durum da çeşitli gaz sıkışmalarına neden olabilir. Bu sebeple gaz oluşumunu artıran gıdalar tüketmeniz, kimi zaman doğum sancısıyla karıştırılacak kadar şiddetli gaz sancıları yaşamanıza yol açabilir.
Baharatlı gıdalar da tercih etmemeniz gereken yiyecekler arasında kabul edilir. Özellikle ikinci trimester sonlarından itibaren bebeğiniz, yediğiniz içtiğiniz her şeyin tadını alabilir. Bu yüzden acılı ve baharatlı gıdalar, bebeğinizin gelişimini olumsuz yönde etkileyebilir.
Hamileyken Türk Kahvesi İçilir mi?
Türk kahvesi, pek çok kişinin günlük ritüellerinin vazgeçilmezlerinden biri… Özellikle dost sohbetlerinde, komşu ziyaretlerinde ve çalışma aralarında sıklıkla tercih edilen Türk kahvesi, ne yazık ki hamilelik boyunca kısıtlama getirmeniz gereken içecek türleri arasında kabul edilir. Türk kahvesi, yoğun şekilde kafein içerir ve kafein de hamilelik boyunca mümkün olduğunca az tüketilmesi gereken unsurlar arasında yer alır. Hamilelikte günlük tüketilebilecek maksimum kafein miktarı, 200 ml’dir ve bu durum da bir fincan Türk kahvesine denk gelir.
Ne var ki doğada bulunan çok sayıdaki bitkide kafein bulunur. Bu sebeple de hamileyken vücudunuzun tolere edebileceği kadar kafeini doğal yollarla alabileceğiniz düşünüldüğü için ayrıca kahve tüketmeniz önerilmez. Buraya kadar her şey yolunda, ama ya kahveye aşerirseniz?
Eğer tükettiğiniz gıdaların kafein içermediğinden eminseniz ve Türk kahvesini dayanılmaz şekilde canınız çekiyorsa, arada bir küçük kaçamaklar yapabilirsiniz. Haftada bir fincanı aşmamak ve kahvesini az koymak şartıyla Türk kahvesi içebilirsiniz. Yine de kahve tüketimini abartmamanızda yarar bulunur. Kahve içeriğindeki kafein, uyarıcı etkisi sebebiyle zaten zor olan gece uykularınızı daha da zorlaştırabilir, sizi gergin bir ruh hâline sokabilir ve anne karnındaki bebeğinizin de kendisini huzursuz hissetmesine sebep olabilir.
Hamileyken Ihlamur İçilir mi?
Hamileyken bitki çayı tüketme konusunda çok dikkatli olmanız önerilir. Normal zamanlarda son derece faydalı olan bitki çayları, hamilelik döneminde beklemediğiniz yan etkilere yol açabilir ve hem gebelik sürecine hem de bebeğinizin gelişimine zarar verebilir. Bu süreçte tüketebileceğiniz en güvenli ve en zararsız bitki çaylarından biri ise ıhlamurdur. Ihlamur, pek çok bitki türünün aksine ödem söktürücü özelliğe sahip değildir ve bu sayede bebeğinizin gelişimine olumsuz yönde etki etmez. Sakinleştirici ve kas gevşetici etkiye sahip olan ıhlamur, hamilelik boyunca kendinizi daha huzurlu, dingin ve rahat hissetmenize yardımcı olur ve gebelik stresiyle yaşayabileceğiniz gerilimlerden kolayca kurtulabilmenizi sağlar. Bu sebeple de özellikle hamileliğin ilk dönemlerinde güvenle tüketilebilir.
Hamileliğin son dönemlerinde ise ıhlamur tüketimine kısıtlama getirmenizde yarar bulunur. Ihlamur, kas gevşetici özelliği sebebiyle rahim kaslarınızı da yavaşlatabilir ve bu sebeple de doğumunuzu zorlaştırabilir. Doğum sürecinin başlamasını geciktirebilen ıhlamur, rahim kaslarınızın istenen refleksleri göstermesini önleyerek daha acılı bir doğum yaşamanıza da yol açabilr. Bu nedenle doğumu yaklaşmış kadınlara ıhlamur önerilmez. Özellikle üçüncü trimester olarak bilinen son üç aylık periyotta ıhlamur tüketimini azaltmanız ve doğum haftası yaklaştıkça tamamen kesmeniz önemlidir. Ihlamuru tüketme sıklığı ve zamanı konusunda en doğru bilgiyi doktorunuzdan alabilirsiniz.
Hamileyken Ayva Yemek Faydalı mıdır?
Hamileyken en çok dikkat etmeniz gereken noktalardan biri de yeterli miktarda vitamin ve mineral tüketmektir. Vitaminler ve mineraller, hamileliğin vücudunuzda oluşturacağı tahribatı en aza indirirken bağışıklık sisteminizi de güçlendirir. Vücutta artan hormon salınımının yol açtığı bağışıklık sistemi sorunlarını rahatça aşabilmenize yardımcı olan vitamin ve mineraller, gebelik süreci boyunca bünyenizin zayıf düşmesini ve beklenmedik rahatsızlıklarla karşılaşmanızı önler.
Vitamin ve mineraller doğada en çok meyve ve sebzelerde bulunurken en zengin içerikli meyveler arasında ayva da yer alır. Pek çok uzman doktor tarafından “doğanın ecza deposu” olarak nitelendirilen ayva, hamileyken tüketebileceğiniz en faydalı meyvelerden biridir. Hamileyken düzenli olarak ayva tüketerek pek çok vitamin ve mineral alabilir, vücudunuzu güçlendirebilirsiniz. Ayva tüketimi, cilt kalitenizi yükseltirken ağız ve diş sağlığı problemleriyle karşılaşma riskinizi de azaltır. Kış aylarına denk gelen gebeliklerde soğuk algınlığı, grip ve nezleye yakalanma ihtimalini de en aza düşüren ayva, aynı zamanda enerjinizi de artırır ve kendinizi daha dinç, daha güçlü hissetmenize yardımcı olur. Hamileyken ayva yemek, anne karnındaki bebeğin gelişimine de katkı sağlar. Bebeğinizin daha hızlı ve sağlıklı bir şekilde büyümesine katkı sağlayan ayva, doğumdan sonra da tüketilebilecek gıdalar arasında yer alır. Annenin doğum sonrası sendromlarını rahatça atlatmasını sağlayan ayva, vücutta süt oluşumunu da hızlandırır. Hem anne hem de bebek açısından benzersiz faydalar sağlayan bu eşsiz meyve, hamilelik ve emzirme süreçlerinde tüketilmesi tavsiye edilen başlıca gıdalar arasında ilk sıralarda bulunur.
Hamileyken Denize Girmek Zararlı mıdır?
Yüzme, anne adayları için önerilen başlıca spor dallarından biridir. Suyun doğal devinimi, anne adaylarının vücutlarındaki çeşitli kas gruplarını güçlendirirken hamilelik boyunca kilo alımını kontrol altında tutmanıza da yardımcı olur. Yüzme, aynı zamanda hem fizyolojik hem de psikolojik açılardan son derece etkili bir rahatlama hissi verir. Kaslarınızı rahatlatan ve dinlendiren yüzme, olumsuz duygulardan kurtulmanıza ve psikolojinizi geliştirmenize de yardım eder. Bu sebeple hamileyken denize girmek, önemli noktalara dikkat ettiğiniz sürece faydalıdır.
Dikkat etmeniz gereken noktaların başında ise denizin temizliği gelir. Yüzdüğünüz denizin tamamen temiz olduğundan ve sizin için herhangi bir enfeksiyon riski taşımadığından emin olmanız önerilir. Hamilelik, enfeksiyon kapma açısından riskli bir dönemdir ve bu süreçte bünyeniz zayıfladığı için çeşitli enfeksiyonlara her zamankinden daha açık olmanız mümkündür. Bu sebeple mikrop ve bakteri barındıran sularda yüzmemeniz, kendinizi ve bebeğinizi korumanız açısından büyük önem taşır.
Ayrıca hamileyken yoğun dalgalardan kaçınmanız önerilir. Dalgalı denizler, su içinde kontrolünüzü yitirmenize ve ani hareketler yapmanıza yol açabilir. Bu durum da gebelik kasılmalarına, kramplarına ve hatta kimi durumlarda daha ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir. Bu sebeple, hamileyken denize girmek isterseniz uzmanlar tarafından denetlenmiş ve temiz raporu verilmiş kıyıları tercih etmeniz ve denizin dalgalı olduğu günlerde suya girmekten kaçınmanız büyük önem taşır.
Hamileyken Soda İçilir mi?
Hamile kaldıktan sonra pek çok alışkanlığınızı değiştirmeniz gerektiği; hamile kalmadan önceki bazı doğrularınızın yanlışa, bazı yanlışlarınızın doğruya dönüşeceği bir gerçek… Bu değişimlerden biri de soda tüketimi konusunda karşınıza çıkar. Hamilelik dışında düzenli olarak doğal soda tüketmek, hem sindirim hem de mineral tüketimi açısından son derece faydalıdır.
Gebelik sürecinde ise gazlı içeceklerin tümünden mümkün olduğunca kaçınmanızda yarar bulunur. Gazlı içecekler, hem vücudunuzdaki gaz oluşumunu artırmaları sebebiyle hamileliğinizin konforuna zarar verir hem de karın bölgenizde fazla bir hareketlilik oluşturacağı için fetüsün gelişme alanını kısıtlayabilir.
Şekerli gazlı içeceklerden hamilelik süreniz boyunca kaçınmanız gerekirken doğal maden suları ise belirli aralıklarla olmak şartıyla tüketilebilir. Özellikle sindirim problemi yaşadığınız dönemlerde haftada 1 ya da 2 bardağı geçmemek koşuluyla doğal soda içebilirsiniz. Doğal maden sularını mineral eksikliği yaşadığınız dönemlerde de tercih edebilirsiniz. Maden suyu tercih ederken katkı maddesiz, aromasız ve şekersiz ürünleri seçmeniz önerilir. Tamamen doğal kaynaklardan elde edilen maden sularını kontrollü bir şekilde tüketerek hem sindirim sisteminizi hem de metabolizmanızı güçlendirebilirsiniz.
Hamileyken Acı Yemek Doğru mu?
Hamileyken yediğiniz yemekler, karnınızdaki bebeği de doğrudan etkiler. Hamilelikte tükettiğiniz gıdaların tadı, amniyotik sıvıya ulaşır ve özellikle ikinci trimester sonrasında bebeğiniz bu tatları net bir şekilde alabilmeye başlar. Hamileliğin 20 ila 30. haftaları arasında bebeklerin tat alma duyguları en az yetişkin bir insan kadar gelişir ve bebekler amniyotik sıvıyı sıklıkla yuttukları için yediğiniz içtiğiniz her şeyin tadını rahatlıkla hisseder.
Acı tadı alan bebekler ise anne karnında huzursuzlaşabilir, korkabilir ve acı duygusuyla tedirgin olabilir. Bu yüzden de özellikle son üç ayda acı tüketiminden kaçınmanızda yarar bulunur. Acı ve baharatlı yiyecekler, aynı zamanda hamilelikte sıklıkla yaşanan sindirim problemlerini de tetikler. Özellikle kabızlık sorunu yaşayan anne adaylarının acılı ve baharatlı yiyecekleri tüketmesi, sindirim problemlerini daha da büyütebilir ve kabızlığın şiddetini daha da artırabilir. Bu sebeple hamilelik boyunca acı ve baharatlı gıdalardan uzak durmanızda yarar bulunur.
Bu durumun tek istisnası, yine diğer gıda türlerinde olduğu gibi aşermenizdir. Eğer dayanamayacak kadar acı yeme isteği duyuyorsanız, tadımlık olarak acı yiyecekler tüketebilirsiniz. Belirli aralıklarla ve sadece bir lokma olmak şartıyla acı yiyecekler yiyebilirsiniz. Acı yedikten sonra ise bol bol su içmeniz önerilir. İçtiğiniz sular, amniyotik sıvının seviyesinin artmasına sebep olacağı için tükettiğiniz acının bebeğinize ulaşma oranını azaltır.
Referans:
http://www.istanbulsaglik.gov.tr/w/sb/per/belge/gebelik_rehberi.pdf
https://www.perinatoloji.org.tr/gebelikte-beslenme
https://www.perinatoloji.org.tr/gebelikte-egzersiz