Bu içeriği dinleyebilirsiniz:
Şeker hastalığı, ağırlıklı olarak ileri yaşlarla ilişkilendirilse de esasen bebeklikten itibaren karşılaşılabilen bir sağlık sorunudur. Kalıtımsal şekilde ilerleyen bir rahatsızlık olması nedeniyle küçük yaştaki çocuklarda da sıklıkla karşılaşılan sağlık problemleri arasında yer alır. Çocuklarda görülen şeker hastalıkları, %92 oranında Tip 2 diyabet ismi verilen türdür ve bu sayede herhangi bir insülin takviyesi gerekmeksizin kolaylıkla kontrol altına alınabilir. Peki bebeğinizde diyabet sorunu olup olmadığını nasıl anlarsınız ve şeker hastalığına karşı hangi çözüm yöntemlerini uygulamanız gerekir, biliyor musunuz? İşte bebeğinize sağlıklı bir yaşam sunmanıza yardımcı olacak püf noktaları…
İçindekiler
Şeker hastalığı, insülin direnci nedeniyle kandaki glikoz oranının enerjiye dönüştürülememesine ve tehlikeli seviyelerde düşüp yükselmesine verilen isimdir. İki farklı türü olan diyabet rahatsızlığı, genetik miras yoluyla aktarıldığı için bebeklerde ve küçük yaştaki çocuklarda da görülebilir. Tip 1 olarak adlandırılan ve nadiren rastlanan tür, ağırlıklı olarak bu rahatsızlığa sahip ailelerin çocuklarında görülür ve düzenli olarak insülin kullanımı gerektirebilir. Tip 2 olarak adlandırılan ve sıklıkla karşılaşılan hastalık çeşidi ise düzenli diyet ve egzersiz hareketleri ile kolaylıkla tedavi edilebilir.
Diyabet, bebeklikten itibaren karşılaşılabilen bir sorundur. Bebeklik döneminde şeker problemi yaşamayan çocuklarda da 2 ila 4 yaş civarında diyabet belirtileri ortaya çıkabilir. Küçük çocuklarda en çok karşılaşılan şeker hastalığı belirtileri ise ağırlıklı olarak ani halsizlik, beslenme sonrası hızla uykuya dalma, uzun süreli uykulardan zorla ve halsiz bir şekilde uyanma, huysuzluk ve kolay sinirlenmedir. Çocuğunuzda bu belirtilerin en az üç tanesini fark etmeniz durumunda bir sağlık kuruluşuna başvurabilir ve çocuğunuza diyabet taraması yapılmasını isteyebilirsiniz.
Bebeklerde şeker problemi, esasen gebelik sürecinde başlar. Annede kalıtımsal diyabet, kronik şeker hastalığı ya da gebelik diyabeti sorunları varsa, bu problemin bebeğe de yansıması büyük ihtimaldir. Eğer hamilelik sürecinde şeker ölçümüne girdiyseniz ve diyabet sorunu tespit edildiyse, bebeğinize daha dikkatli bir şekilde yaklaşmanız tavsiye edilir. Bebeklerde görülen diyabet hastalıklarının belirtileri ise yorgunluk, halsizlik, huysuzluk, sebepsiz yere ağlama ve çeşitli cilt bozukluklarıdır. Şeker hastalığı, tıpkı yetişkinlerde olduğu gibi bebeklerde de vücut direncinin düşmesine neden olabilir ve tedavi edilmezse zamanla daha ciddi rahatsızlıklara yol açabilir. Bu gibi önemli sağlık sorunlarından kaçınmak için bebeğinizde diyabet şüphesi fark ettiğiniz an en yakın sağlık kuruluşuna başvurmanız ve gerekli testlerin yapılmasını talep etmeniz önerilir.
Kan şekerinin düşmesi ya da yükselmesi, kesin olarak şeker hastalığı belirtisi değildir. Özellikle beslenme ve vücut dengesi rutinlerini henüz oluşturmamış bebeklerin kan değerlerinin oynaması, normal kabul edilir. Diyabet probleminin kesin olarak tespit edilmesi ise kan testleri sonucunda gerçekleşir. Doğum hastanelerinin büyük bir bölümü, doğumdan sonraki 12 saat içinde diyabet kontrolü gerçekleştirir, ancak şeker hastalığı sonradan da ortaya çıkabildiği için doğum sürecinde yapılan testlerin kesin sonuç olarak değerlendirilmemesi önerilir. Bebeğinizde diyabet işareti olarak kabul edilebilecek belirtiler görmeniz durumunda bir sağlık kuruluşuna başvurabilir ve diyabet testi talep edebilirsiniz.
Çocuklarda şeker hastalığı, ağırlıklı olarak 3 yaş civarında tespit edilir. 3 yaşındaki çocukların ortalama 3 ila 4 saatte bir beslenmesi ve günde yaklaşık 12 saat uyuması gerekir. Bu sürelerde belirgin sapmalar oluşması ise şeker hastalığı belirtisi olarak kabul edilebilir. Çocuğunuz 1 ila 2 saat arasında acıkıyorsa, uykuya olan ihtiyacı arttıysa ya da uykudan uyanmakta zorluk çekiyorsa, diyabet testi yaptırmanızda fayda bulunur.
Bebeğinizde diyabet problemi olup olmadığını, kan şekeri ölçümü ile kolayca tespit edebilirsiniz. Bebeklerin kan şekeri değerlerinin açlık durumunda 80 ila 100 mg/dL arasında, tokluk halinde ise 100 ila 126 mg/dL arasında olması beklenir. Eğer bebeğinizin kan şekeri açken 80 mg/dL seviyesi altına düşüyor, tokken 126 mg/dL üzerine çıkıyor ve bu durum düzenli olarak tekrar ediyorsa şeker hastalığı söz konusu olabilir.
Çocuklarda şeker hastalığından bahsedebilmek için önce kan değerlerinin ölçülmesi önerilir. Küçük bir kan şekeri ölçüm cihazı satın alarak çocuğunuzun değerlerini kendi imkanlarınızla kolayca ölçebilirsiniz. Çocuklarda açlık kan şekerinin 80 ila 100 mg/dL arasında olması, tokluk değerlerinin ise 100 ila 140 mg/dL arasında değişmesi beklenir. Bu seviyelerin altında ya da üstünde çıkan sonuçlar, diyabet habercisi olabilir. Tek seferlik düşüş ya da yükselişler tek başlarına diyabet belirtisi olarak kabul edilmediği için çocuğunuzun kan şekeri seviyesini birkaç kez ölçmeniz ve beklenen seviyelerin dışına sıklıkla çıktığını gördüğünüz durumunda hekiminize danışmanız önerilir.
Yeni doğmuş bebeklerin 2 saatte bir, üç ayını geçen bebeklerin ise 3 ila 4 saatte bir emzirilmesi tavsiye edilir. Eğer bu süreler aşılırsa, diyabet sorunu yaşamayan bebeklerde dahi kan şekeri düşmesi durumuyla karşılaşılabilir. Bebeklerde kan şekeri düşmesi durumunda halsizlik, uykudan uyanamama, göz bebeklerinin küçülmesi, kesik titreme gibi problemlere yol açabilir. Şeker düşmesi, özellikle yenidoğanlar için tehlikeli sonuçlar doğurabilir. Yetersiz beslenme, yenidoğanların sarılık hastalığına yakalanma oranını artırdığı için bu gibi belirtileri gördüğünüz an bebeğinizi derhal beslemeniz önerilir.
Şeker koması, bebeklik sürecinde karşılaşılabilecek en önemli sağlık sorunlarından biridir. Kan şekerinin düzeyde düşmesi ya da yükselmesi sebebiyle gerçekleşen koma durumunda bebekte üst üste kusma, titreme, halsizlik ya da bilinç kaybı gözlemlenebilir. Bu belirtilere, bebeğin ten renginin belirgin şekilde solması ya da kızarması da eklenebilir. Şeker koması, hayati derecede sonuçlar doğurabilen bir hastalıktır. Bu nedenle belirtilerini gördüğünüz anda bebeğinizi en yakın acil servise götürmenizde fayda bulunur.
Diyabet hastası çocuklara uygulanacak tedavi, hastalığın tipine göre değişiklik gösterir. Tip 1 diyabet hastalarının düzenli olarak insülin takviyesi kullanması önerilir. Bu durumlarda tedavi tamamen uzman hekimler tarafından planlanır ve çocuğunuza ne sıklıkla insülin iğnesi yapacağınızın kararı çocuğunuzun testlerini gerçekleştiren hekim tarafından verilir. Tip 1 diyabet, hastanın genetik yapısına, seviyesine ve yaşına göre farklılık gösterebilir. Kimi çocuklarda düzenli insülin takviyesi sonrasında hastalık gerileyebilir hatta tamamen tedavi edilebilir. Kimi durumlarda ise insülin ihtiyacı ömür boyu sürebilir.
Tip 2 diyabet, doğru beslenme şekli ve egzersizle kolayca kontrol altında tutulabilir ve kimi durumlarda tamamen ortadan kaldırılabilir. Tip 2 diyabet tespit edilen çocukların sağlıklı bir şekilde beslenmesi, aşırı şekerli gıdalardan ve glisemik indeksi yüksek yiyeceklerden uzak durması önerilir. Çocuğunuzda Tip 2 diyabet tespit edildiyse, beslenme aralıklarını da dikkatli bir şekilde düzenlemeniz önerilir. 3 saatten uzun süren açlık, kan şekerini düşüreceği için çocuğunuzun sağlık problemleriyle karşılaşmasına yol açabilir. Daha sık aralıklarla yemek yemek ise kan şekerini yükselteceği için çocuğunuzun genel sağlığı için tehlikeli olabilir.
Sağlıklı bebeklere ilk altı ay boyunca anne sütü dışında herhangi bir gıda verilmemesi tavsiye edilir. Bebekte çeşitli sağlık sorunlarıyla karşılaşmanız halinde ya da anne sütünün yetersiz kaldığı durumlarda ise doktorunuza danışarak hazır mama takviyesinde bulunabilirsiniz. Bebeklere şeker verilmesi ise pek çok uzman tarafından sakıncalı bulunur. Bebeğinize mama vermeden önce de kan testi yaptırmanız önerilir. Eğer kandaki şeker seviyesi çok düşük çıkarsa, bebeğin komaya girmemesi ve sarılık problemiyle karşılaşmaması için ek mama verilebilir. Anne sütünün azalması, yetersiz kalması, annenin mastit gibi sağlık problemleri yaşaması gibi durumlarda da gıda takviyesi tavsiye edilebilir.
Referans:
http://www.cocukendokrindiyabet.org/uzman_gorusleri/21
https://www.ttb.org.tr/STED/sted0605/cocuklar.pdf
https://www.ttb.org.tr/STED/sted0503/cocukluk.pdf
2001-2005 yılları arasında Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı (Pediatri) olarak çalışmalarına devam eden Uzm. Dr. Canan Yılmaz Durur, 2005-2010 yılları arasında ise Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde Çocuk İmmünolojisi ve Alerji Hastalıkları Ünitesi’nde üst ihtisasını tamamlamıştır.
8 yaşındaki çocuğunuz hala sizinle bir aile olarak vakit geçirmek konusunda istekli bir yaştadır. Bu…
Hamilelik dönemini başarıyla atlattıktan sonra nihayet bebeğinizi kucağınıza aldınız. Şimdi ise tek odak noktanız bebeğinizin…
Bazı çocuk soruları, çocuğunuzu yakından tanıyarak hoşlandığı şeyleri öğrenmenize ve çocuğunuzla iletişim kurmanızı sağlar. İşte…
Bebeklerde çoğunlukla bez kullanımından kaynaklı olarak ortaya çıkan pişik problemi için anne ve babalar en…
Rahim ağzı kanseri, kadınlarda oldukça yaygın şekilde görülen ancak aşı ile önlenebilen nadir kanser türlerinden…
Anne babaların çocukları ile ilgili merak ettikleri konuların başında ergenlik dönemi gelir. Ergenlik çocukluktan erişkinliğe…