Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu (DEHB), çocuklarda çoğunlukla erken yaşlarda belirtileri gözlemlenen ve ebeveynler tarafından fark edilen bir davranışsal ve ruhsal bir bozukluk olarak adlandırılır. DEHB tanısının erken yaşta konması, tanı sahibi çocukların yaşam kalitesinin korunması ve tedavi sürecinin belirlenmesi açısından büyük önem taşır. Bu noktada, başta ebeveynler ve öğretmenler olmak üzere, DEHB tanısı alan çocuklar üzerinde sorumluluğu olan her bireyin farkındalık sahibi olması gerekir. Aksi takdirde, dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu olan çocuklar, bu bozukluğun farkında olmadan ve onu tanımlayamadan tüm yaşamını geçirebilir. Peki, dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu nedir? Çocuklarda DEHB belirtileri nelerdir? Tanı ve tedavi süreci nasıl ilerler? Gelin, DEHB hakkında aklınıza takılan soruları beraberce yanıtlayalım.
İçindekiler
Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu, bebekler henüz anne karnındayken ortaya çıkan ve sinir sistemi ile beyin gelişimi üzerinde etki gösteren bir nörogelişimsel bozukluktur. Dikkat eksikliği, uzun yıllar boyunca bir hastalık sınıfında değerlendirilmese de, günümüzde genetik geçişli ve biyolojik bir hastalık olarak kabul görmüştür. Dikkat eksikliğinin geçmişte hastalık sınıfında görülmemesi, dikkat eksikliği yaşayan kişilerin antisosyal karakterler olarak damgalanmasına ve toplumdan dışlanmalarına yol açmıştır. Dikkat eksikliği yaşayan bireyler; konsantre olmakta, verilen komutlara uyum sağlamakta ve organizasyon becerisi göstermekte zorlanır. Bu nedenle gündelik yaşamda rutin işlerini sürdürmekte ve dikkatlerini belirli bir noktada toplamakta güçlük çekerler.
Hiperaktivite bozukluğu ise, olağandışı ve anormal ölçüde hareketlilik gösterme durumunu tanımlar. Hiperaktif bireyler, kendi enerjilerini kontrol altına almakta ya da bir noktaya kanalize etmekte güçlük çeker. Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu, her iki bozukluğun bir arada görüldüğü tanı tablolarını tanımlar. Yapılan araştırmalara göre toplumdaki çocukların %8’i DEHB tanısı alır. Ergenlik dönemindeki gençlerde ise, DEHB görülme oranı %6’dır. Belirtileri kolaylıkla tespit edildiği için, DEHB bir çocukluk hastalığı olarak sınıflandırılır. Ancak erişkinlerin de %4’üne DEHB tanısı konduğu söylenebilir.
Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğunun en yaygın görülen belirtileri aşağıda listelenmiştir:
Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğunun belirtileri her çocukta ya da yetişkinde farklı şekilde görülebilir. Ancak özellikle okul çağına yeni başlamış çocuklarda söz konusu belirtilerin büyük çoğunluğu gözlemlenir.
Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu; dikkatsizlik, hiperaktivite ve dürtüsellik olmak üzere üç temel semptom üzerinden ilerler. En sık görülen DEHB tipi, üç semptomun da bir arada gözlendiği tabloları tanımlar. Bazı kişilerde yalnızca dikkat eksikliği ya da hiperaktivite belirtilerine de rastlanabilir.
Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğuna yol açan nedenler araştırılırken, beyin fonksiyonlarında ve anatomisinde bozukluklar olduğu tespit edilmiştir. DEHB olan bireylerin beynindeki dikkati sağlayan bölgelerde, diğer kişilere kıyasla daha düşük fonksiyonlar ya da küçülme eğilimi söz konusudur. Öte yandan, DEHB genetik geçişli bir hastalıktır. Prematüre doğumlarda ve ciddi kafa travmaları yaşayan kişilerde de DEHB görülme olasılığı vardır. Anne adaylarının gebelik döneminde alkol ve sigara tüketmesi de, bebeklere DEHB görülmesine yol açabilir.
Çocuklarda dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu tanısı konulmadan önce, çocukta görülen belirtilere yol açabilecek başka unsurlar olup olmadığı değerlendirilmelidir. Ebeveynlerin boşanması, aile içinden birinin hayatını kaybetmesi ve yakın zamanda çocuğun yaşamında gerçekleşen radikal değişiklikler; belirtileri DEHB ile karıştırılabilecek davranışsal bozukluklara yol açabilir. Çocukların nöbet geçirmesi, uyku bozuklukları ya da anksiyete yaşaması, depresyon geçirmesi, tiroit problemleri ya da kurşun zehirlenmesi olması gibi unsurlar da DEHB benzeri tablolar oluşturabilir. Bu nedenle DEHB tanısı öncesinde, bu tip faktörler değerlendirilmeli ve elenmelidir.
Bir çocuğun DEHB tanısı alabilmesi için, DEHB belirtileri arasında yer alan semptomların en az altısına sahip olması gerekir. 17 yaşından büyük kişilerde ise en az beş semptom görülmesi beklenir. DEHB teşhisinde kesin tanı veren tek bir teşhis yöntemi ya da test olmadığı için, farklı enstitüler tarafından birden fazla skala oluşturulmuştur.
Çocuklarda DEHB tanısı konması için uygulanan skalalar;
Yetişkinlerde DEHB tanısı konması için uygulanan skalalar;
DEHB tanısı için kullanılan kapsamlı testlerden biri de, sürekli performans testi olarak da adlandırılan Moxo’dur. 420’şer tepki ve tepkisizlik testini kapsayan Moxo, 6 – 12 yaş grubundaki çocuklara ve 13 – 65 yaş arası kişilere uygulanmak üzere iki sınıfa ayrılır.
Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu tedavisinde belirleyici faktörler DEHB olan kişinin cinsiyeti, yaşı, sağlık durumu ve bulgularıdır. Dikkat eksikliği tedavisinde ilaçlı ve ilaçsız senaryolar mevcuttur. İlaçsız tedavide fiziksel ve mental egzersizler oldukça önemli yer tutar. DEHB olan çocuğun fiziksel ve ruhsal bulgularından hareketle, çocuk psikiyatristleri en etkili ve uygun tedavi sürecini en kısa sürede uygulamaya geçirecektir. Hangi tedavi yöntemi tercih edilirse edilsin, DEHB ile yaşamda ebeveynlere oldukça önemli sorumluluklar düşer.
DEHB sorunu yaşayan çocukların etrafındaki sorumluluk sahibi olan tüm kişilerin, tedaviye yardımcı olabilecek farkındalığa ve bilince sahip olması büyük önem taşır. Çünkü DEHB, çocukların sosyal ve akademik yaşamda çok sayıda zorlukla karşılaşmasına yol açabilen bir rahatsızlıktır. Tedavi sürecinde aileye ve öğretmenlere önemli roller düşer. Çocuğun dikkat eksikliğinden muzdarip olduğu noktaları telafi edebilmek ve hiperaktivite bozukluğunun semptomlarını azaltmak amacıyla, gerçekleştirdiği tüm olumlu davranışların takdir edilmesi ve ödüllendirilmesi tavsiye edilir. Çocuğun özgüveninin korunması ve artırılması adına, başarılı olduğu ve kendine güvendiği alanlara yönelmesi için ona rehberlik edilmelidir. Bu sayede çocuğun dikkatini toplamakta zorlandığı konularla karşılaşma sıklığı azaltılabilir ve böylelikle olumsuz ya da tepkisel davranışları en aza indirilebilir.
Eğitim sürecinde de, DEHB olan çocukların basitten zora doğru ilerlediği sistematik bir eğitim metodu izlenmelidir. Çocukların öğretmenleri bilgilendirilmeli, tedavi sürecinden haberdar edilmelidir. DEHB olan çocukların günlük yaşama adaptasyon becerilerinin artması için, sosyal hayata dahil olmaları büyük önem taşır. Ebeveynlerin çocuklarını diğer çocuklarla kıyaslamaması, onların akademik açıdan başarısız olmaları ya da bocalamaları durumunda daima teşvik eder bir tutum içinde olması gerekir. Bu sayede aileler, öğretmenler ve uzmanlar işbirliğinde sağlıklı bir tedavi süreci yürütülerek çocukların yaşam kaliteleri korunabilir. Bu süreçte ebeveynlere düşen en önemli görev, sabırlı ve anlayışlı bir tavır içinde olmak ve profesyonel destek almaktan kaçınmamaktır.
Bu yazı ilginizi çekebilir:
Referans:
https://www.psikiyatri.org.tr/halka-yonelik/33/eriskin-dikkat-eksikligi-ve-hiperaktivite-bozuklugu
https://www.psychiatry.org/patients-families/adhd/what-is-adhd
Ege Üniversitesi Psikoloji bölümü mezunu, uzmanlık alanı; Çocuk, Ergen ve Anne psikolojisi, özgüven eksikliği, depresyon, öfke kontrolü gibi bir çok psikolojik alanlarda çalışmalar yapmaktadır.
8 yaşındaki çocuğunuz hala sizinle bir aile olarak vakit geçirmek konusunda istekli bir yaştadır. Bu…
Hamilelik dönemini başarıyla atlattıktan sonra nihayet bebeğinizi kucağınıza aldınız. Şimdi ise tek odak noktanız bebeğinizin…
Bazı çocuk soruları, çocuğunuzu yakından tanıyarak hoşlandığı şeyleri öğrenmenize ve çocuğunuzla iletişim kurmanızı sağlar. İşte…
Bebeklerde çoğunlukla bez kullanımından kaynaklı olarak ortaya çıkan pişik problemi için anne ve babalar en…
Rahim ağzı kanseri, kadınlarda oldukça yaygın şekilde görülen ancak aşı ile önlenebilen nadir kanser türlerinden…
Anne babaların çocukları ile ilgili merak ettikleri konuların başında ergenlik dönemi gelir. Ergenlik çocukluktan erişkinliğe…