Yaşamınızda yepyeni bir dönemin başlangıcı olan hamilelik ve doğum, vücudunuz üzerinde olduğu kadar psikolojiniz üzerinde de etkilidir. Anneliğin getirdiği psikolojik etkiler ise ağırlıklı olarak doğumdan hemen sonra emzirme sürecinde ortaya çıkar. Doğumdan sonraki günlerde herkes yeni annelerin mutlu ve sevinçli bir ruh halinde olmasını beklese de bu durumun tam tersi de son derece doğaldır. Yeni anneler, yaşadıkları yorucu ve yıpratıcı süreç nedeniyle depresif bir ruh haline girebilir. Emzirme sürecinde anne psikolojisi hakkındaki tüm detayları sizin için bir araya getirdik.
İçindekiler
Anne olmak, her kadında farklı bir psikolojik etki yaratır. Uzun süren bir bekleme ve sabretme sürecinden sonra bebeğinizi nihayet kucağınıza almanız, size dünyanın en büyük mutluluğunu tattırabilir. Üstelik günde en az 12 kez bebeğinizi emzirmeniz, çocuğunuzun kokusunu içine çekmeniz ve ona sütünüzle hayat verdiğinizi hissetmeniz, sizi tüm dertlerden uzaklaştırıp dünyanın en mutlu kadını haline getirebilir. Doğumdan hemen sonraki süreçte, olumsuz bir psikolojik hale kapılmanız da bir o kadar muhtemel ve normaldir. Dünyaya bir bebek getirmek, hayatınızın tamamen değiştiği anlamına gelir. Artık sorumluluklarınız daha fazladır ve yorucu bir hamilelik sürecinden sonra dinlenme fırsatı bulamadan daha yorucu bir bebek bakma deneyimi yaşamanız gerekir. Bütün bu faktörler, hamilelik ve annelik sürecinde salgılanan hormonlarla birleşince inişli çıkışlı bir psikolojik durum göstermeniz de son derece doğal kabul edilir.
Lohusalık dönemi, ağırlıklı olarak doğumdan sonraki ilk 6 haftayı kapsar ve yeni annelerin psikolojik açıdan en hassas olduğu günler, ağırlıklı olarak bu süreçte yaşanır. Hamilelik boyunca salgılanan hormonlar halen vücutta olduğu ve bu hormonlara doğum, emzirme, uykusuzluk, sorumluluk gibi yeni faktörler eklendiği için anneler bu süreçte bir takım psikolojik zorluklarla karşılaşabilir. Doğum sonrası salgılanan oksitosin, endorfin ve adrenalin hormonları ise tam tersi yönde etki ederek yeni annelere mutluluk, huzur, neşe gibi pozitif duygular hissettirebilir. Bu sebeple lohusalık sürecindeki yeni annelerin ruh hallerini karışık ve dalgalı hissetmeleri son derece olağandır. Bu süreçte son derece küçük sorunlar karşısında göz yaşlarına boğulabilir, bir yandan ağlayıp bir yandan gülebilir, aniden öfkelenebilir ve yine aniden sakinleşebilirsiniz. Eğer siz de bu tarz dalgalanmalar yaşıyorsanız endişeye kapılmayın; bu karmaşa yalnızca birkaç hafta sürer ve hormonlarınızın dengeye girmesiyle kendiliğinden geçer.
Yeni doğum yapmış kadınların en büyük sorunlarından biri de strestir. Hem doğum sonrasında yaşanan yoğunluk hem de çevresel faktörler, sizi son derece ciddi bir stresle yüzleştirebilir. Aşırı seviyede stres ise yaşam kalitenizin düşmesine, uyku düzeninizin bozulmasına ve sütünüzün azalmasına yol açabilir. Bu noktada sakin kalmaya gayret etmeniz ve sizi strese sokacak kaygı ve endişeleri göz ardı etmeniz önemlidir. Emziren annelerin en büyük endişesi, sütlerinin bebeklerine yetmeyeceği, bebeklerinin aç kalacağı ya da yeterince gelişemeyeceği yönündedir. Oysa bu endişe yersizdir. Sütünüz, bebeğiniz için büyük ihtimalle yeterlidir ve yetmemesi durumunda bile bu sorun takviye gıdalarla rahatlıkla çözülebilir. Bebeğinizin pişik, gaz, ateş gibi sağlık sorunları yaşaması da olağandır ve bu problemler de kısa tedavilerle rahatlıkla aşılabilir. Bu sebeple emzirme boyunca stresten uzak durmanız, kendinizi rahatlatacak ve neşelendirecek küçük hobiler edinmeniz önerilir.
Emzirme, yeni doğan bebeğin bağışıklık sisteminin inşasındaki en önemli faktördür ve çocuğunuzun tüm yaşamını etkiler. Bu mucizevi işlemin anne açısından da çok fazla yararı bulunur. Emzirme işlemi, bebeğinizle olan bağınızı güçlendirmenize, stresten uzaklaşmanıza ve kendinizi mutlu hissetmenizi sağlayan hormonları salgılamanıza yardımcı olur. Bu sebeple doğum sonrasında yaşadığınız psikolojik iniş çıkışları düzeltmenin en keyifli ve sağlıklı yolu, bebeğinizi bol bol emzirmek ve bebeğinizle çok vakit geçirmektir. Bebeğinizin her an büyüdüğünü, mutlu ve neşeli olduğunu görmek, hamilelik ve lohusalık günlerinde yaşadığınız tüm endişe ve kaygıları geride bırakmanıza yardımcı olur ve bebeğinizle ömür boyu sürecek kusursuz bir ilişki kurmanızı da kolaylaştırır.
Referans:
https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pmc/articles/PMC6096620/#:~:text=In%20mothers%2C%20breastfeeding%20significantly%20reduces,on%20maternal%20psychology%20and%20behavior.
https://www.psychologytoday.com/us/blog/the-baby-scientist/201705/the-gift-and-the-sacrifice-breastfeeding
Ege Üniversitesi Psikoloji bölümü mezunu, uzmanlık alanı; Çocuk, Ergen ve Anne psikolojisi, özgüven eksikliği, depresyon, öfke kontrolü gibi bir çok psikolojik alanlarda çalışmalar yapmaktadır.
8 yaşındaki çocuğunuz hala sizinle bir aile olarak vakit geçirmek konusunda istekli bir yaştadır. Bu…
Hamilelik dönemini başarıyla atlattıktan sonra nihayet bebeğinizi kucağınıza aldınız. Şimdi ise tek odak noktanız bebeğinizin…
Bazı çocuk soruları, çocuğunuzu yakından tanıyarak hoşlandığı şeyleri öğrenmenize ve çocuğunuzla iletişim kurmanızı sağlar. İşte…
Bebeklerde çoğunlukla bez kullanımından kaynaklı olarak ortaya çıkan pişik problemi için anne ve babalar en…
Rahim ağzı kanseri, kadınlarda oldukça yaygın şekilde görülen ancak aşı ile önlenebilen nadir kanser türlerinden…
Anne babaların çocukları ile ilgili merak ettikleri konuların başında ergenlik dönemi gelir. Ergenlik çocukluktan erişkinliğe…