Bu içeriği dinleyebilirsiniz
Birçok anne adayı tükettiği yiyecek ve içeceklerin anne ve bebek sağlığı için ne kadar önemli olduğunun farkındadır. Ancak konu kişisel bakıma geldiğinde çoğu anne adayı kullandığı ürünlerin bebek ve anne sağlığı üzerinde aynı etki gücüne sahip olduğunun bilincinde değildir. Solunum yolu ya da ciltte emilim ile vücuda geçen bu ürünler bebek üzerinde annenin tükettiği yiyecekler kadar etkiye sahiptir. Hamilelik sürecinde cilt bakımına önem göstermenin ayrıca bir sebebi daha vardır. Hamilelik ile değişen hormon dengesi her şey üzerinde olduğu gibi cilt üzerinde de etkilere sahiptir. Örneğin gebelik lekeleri ve çatlakları olarak adlandırdığımız durumlar bu değişimlerin en yaygın sonuçlarından ikisidir. Vücuttaki değişimlere uygun cilt bakımı sağlamak ve bu bakımı uygularken bebek sağlığına zarar vermemek için hamilelikte cilt bakımı önem verilmesi gereken bir konudur.
İçindekiler
Bu özel dönemde cilt sağlığını korumak için dikkat edilmesi gereken noktaları şöyle sıralayabiliriz:
Hamilelik boyunca hamilelik dışı zamana göre oldukça yüksek oranda hormon salınımı olduğunu tekrar edelim. Hormon oranındaki bu artış deriye renk veren melanosit hücrelerinin fazla çalışmasına sebep olur. Deriye renk veren maddenin fazla üretimi sonucu anne vücudunda halk arasında gebelik lekeleri olarak adlandırılan koyulaşmalar görülür. Hamilelik lekeleri oldukça yaygın rastlanan bir problemdir. Araştırmalara göre hamilelerin %50 ila %70’i arasında tıbbi adıyla melazma halk arasında bilinen ismiyle gebelik lekeleri görülür. Güneş ışınına maruz kalmak bu lekelerin koyulaşmasına sebep olur. Bu sebeple hamilelikte cilt bakımıyla ilgili altın kurallardan biri cildi güneşten korumaktır.
Ancak güneş koruyucu bu kremlerin %100 koruma sağlamadığını unutmayın. Bu yüzden özellikle yaz tatillerinde güneş gözlüğü, geniş kenarlı şapka ve sizi gölgede tutacak şemsiyeler kullanmaya özen göstermelisiniz. Melazmayı mümkün olduğunca önlemek için ikinci kural ise ağda kullanmamak. Ağda ciltte tahrişe sebep olduğu için lekeli bölgeleri kötüleştirir. Zararlı kimyasallar içeren cilt bakım ve kozmetik ürünleri kullanmak da lekeleri karartacaktır, bu yüzden kullandığınız ürünler konusunda çok dikkatli olmalısınız.
Hamilelikte çatlaklar temelde hormonal değişimler, derinin gerilip incelmesi ve ani kilo alım sonucu oluşur. Bilimsel araştırmalar bu çatlakların sebebini kesin olarak açıklayamasa da genetik faktörlerin çatlak oluşumu üzerinde oldukça etkili olduğu düşünülmektedir. Ancak bu çatlakları önlemek için hiçbir şey yapılamayacağı anlamına gelmez.
Öncelikle sigara, alkol, aşırı şeker tüketimi ve cildi zararlı güneş ışınlarından korumamanın hamilelikte çatlak oluşumunu tetiklediği bilinmektedir. Yeterli su tüketmek ve cildi nemlendirmek oldukça önemlidir. Aksi durumlarda kuruyup daha geniş çatlaklara sebep olacak cildiniz, yeterli su tüketimi ve nemlendirme ile çatlakların en azından büyümesini önleyebilir. Aşırı ve hızlı kilo alımından kaçınmalısınız. Hamilelikte kilo alımı ve göbeğin büyümesi sebebiyle gerilen derinin bu duruma ayak uydurmak için zamana ihtiyacı vardır.
Kısa sürede fazla kilo alımı cildin esneme kapasitesini aşmasına ve dolayısıyla çatlaklara sebep olur. Çatlak önleyici kremler ya da doğal yağlar çatlaklar ile mücadele için kullanılabilir. Ancak yağlara alerjiniz olmadığından, kremlerin de içerisindeki kimyasallardan emin olun. Çatlak önlemeye çalışırken anne ve bebek sağlığına zarar verecek başka bir durumla karşı karşıya kalmayı istemeyiz. Vücudunuzda iyi bir beslenme ile koruma altına alamayacağınız çok az şey vardır. Cildinizi güzelleştirmek ve çatlakları önlemek için kolajen tüketimini arttırmak en iyi çözümlerden biri olacaktır. Koyu yapraklı sebzeler, sarımsak, yaban mersini ve fasulye kolajen zengini olan besinlerden yalnızca birkaçı.
Hamilelikte özellikle 35. haftadan önce görülen kaşıntılar, tüm vücuda yayılan kaşıntılar ve kaşıntıyla beraber yüksek ateş görülmesi ciddi durumlara işaret edebilir. Bu durumlarda vakit kaybetmeden doktorunuza başvurmanızı öneririz. Ciddi kaşıntı problemi olan anne adaylarına genelde kan testi uygulanarak problemin sebebi tespit edilir. Bunların dışında 35.haftadan sonra göbek çevresinde, genelde çatlak bölgelerinde görülen kaşıntı, kızarıklık ve döküntü yaygındır diyebiliriz. Nedeni tam olarak tespit edilememiş olsa da bu kaşıntıya ciltte hamileliğe bağlı gözlemlenen gerilme ve çatlakların sebep olduğu düşünülmektedir. Anne adayını rahatlatmak için ılık su ile duş, bazı doğal yağlar ve çatlak kremleri kullanımı önerilebilir. Eğer kaşıntı dayanılamayacak seviyedeyse doktorun kararıyla anne ve bebeğin durumuna göre erken doğuma gidilebilir. Bu kaşıntı, kızarıklık ve döküntü problemleri doğumun gerçekleşmesi ile son bulur.
Referans:
https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pmc/articles/PMC3114665/
8 yaşındaki çocuğunuz hala sizinle bir aile olarak vakit geçirmek konusunda istekli bir yaştadır. Bu…
Hamilelik dönemini başarıyla atlattıktan sonra nihayet bebeğinizi kucağınıza aldınız. Şimdi ise tek odak noktanız bebeğinizin…
Bazı çocuk soruları, çocuğunuzu yakından tanıyarak hoşlandığı şeyleri öğrenmenize ve çocuğunuzla iletişim kurmanızı sağlar. İşte…
Bebeklerde çoğunlukla bez kullanımından kaynaklı olarak ortaya çıkan pişik problemi için anne ve babalar en…
Rahim ağzı kanseri, kadınlarda oldukça yaygın şekilde görülen ancak aşı ile önlenebilen nadir kanser türlerinden…
Anne babaların çocukları ile ilgili merak ettikleri konuların başında ergenlik dönemi gelir. Ergenlik çocukluktan erişkinliğe…