Doğurganlık, yaşla doğrudan ilişkili bir kavramdır. Kadın metabolizmasının çocuk doğurmaya en müsait olduğu dönem, 18 ila 39 yaş arası kabul edilir. Yapılan araştırmalar, 40 yaşından büyük kadınların vücudunda yumurta oluşumunun azaldığını ve bu sebeple de çocuk doğurma ihtimalinin düştüğünü açıkça ortaya koyar. Son yıllarda yaşanan teknolojik ve tıbbi gelişmeler ise 40 yaş üzerindeki kadınların da sağlıklı bir şekilde anne olabilmesine yardımcı olur.
İçindekiler
Yaşın Doğurganlık Üzerindeki Etkisi Nedir?
Hamilelik, kadın vücudunun her ay ürettiği yumurtaların erkek tarafından döllenmesi yoluyla gerçekleşir. Bir diğer deyişle, hamilelik için en önemli şart, kadın vücudunda sağlıklı ve güçlü bir şekilde yumurta üretilmesidir. Yumurtlama ise 39-40 yaş bandından itibaren giderek azalır. Bu süreçte yumurtlama bir anda kesilebilir ve menapoz oluşur. Ağırlıklı olarak gerçekleşen durum ise yumurtaların zamanla azalmasıdır. Yumurtlama oranının azalması, hamile kalma ihtimalini düşüren birinci faktördür. Kimi kadınlarda 40 yaştan itibaren üretilen yumurtalar, gençken üretilen yumurtalar kadar güçlü olmaz ve bu durum da gebe kalmayı zorlaştıran etmenler arasında yer alır.
40 Yaş ve Üzeri Gebelikler Riskli midir?
Yaş ilerledikçe ihtimali düşse de 40 yaş ve üzerindeki kadınların da hamile kalma ihtimali bulunur. Vücutta yumurta üretimi devam ettikçe, bir diğer deyişle kadın regl olmayı sürdürdükçe hamile kalma şansı vardır. İleri yaşlardaki gebelikler ise genç gebeliklerine kıyasla daha çok risk barındırır. 40 yaş üzerindeki kadınlarda fetüsün anne karnına tutunması daha güçtür. Ayrıca 40 ila 44 yaş arasındaki kadınlarda düşük oranı yaklaşık olarak 1/3’tür. 40 yaş ve üzerinde anne adayının çeşitli sağlık sorunları yaşaması da olasıdır. Özellikle şeker, tansiyon, yüksek kan basıncı gibi sağlık problemleriyle karşılaşan 40 yaş üzeri kadınların ölü doğum yapma riski de yüksektir.
İleri Yaş Gebeliklerde Düşük Riski Yüksek mi?
Dünya genelinde yaşanan düşük vakalarının önemli bir bölümü hamileliğin ilk 3 aylık sürecinde gerçekleşir ve fetüsün anne karnına tutunamamasından kaynaklanır. 40 yaş üzerindeki kadınların vücudu, küçük deformasyonlar sebebiyle fetüsün tutunması için daha elverişsiz hale gelir ve bu nedenle de hamileliğin düşükle noktalanma riski artar. Yaşanan teknolojik gelişmeler ise 40 yaş üzerindeki kadınların anne olmasını her geçen gün kolaylaştırır. Tüp bebek yönteminin ve düşük önleyici tedbirlerin giderek gelişmesi sayesinde 40 yaş üzerindeki çok sayıdaki kadın anne olabilir. Bu noktada dikkat etmeniz gereken, hamile kalma sürecinden itibaren uzman bir doktor kontrolünde bulunmak ve hamilelik boyunca son derece dikkatli ve özenli davranmaktır.
40 Yaş ve Üzeri Gebelikte Nelere Dikkat Etmek Önemlidir?
40 yaş ve üzerindeki kadınlar, doğal yöntemlerle hamile kalamayabilir. Bu gibi durumlarda doktorunuzla görüşerek IVF, yani tüp bebek uygulamasını değerlendirebilirsiniz. Tüp bebek uygulamasında, hamilelik şansını daha da artırmak için birden fazla yumurta döllenerek anneye enjekte edilir. Bu sebeple de çoklu hamilelik riski fazladır. Bir diğer deyişle 40 yaşından sonra hamile kalmak istediğinizde kendinizi bir anda ikiz ya da üçüz annesi olarak bulabilirsiniz. Eğer gebeliğiniz doğal yollarla gerçekleştiyse doktorunuzun tavsiyesiyle düşük önleyici tedbirler almanız, progesteron hormonunu artıran takviyeler kullanmanız, dengeli beslenmeniz ve fiziksel zorlanmalardan kaçınmanız son derece önemlidir.
İleri Yaş Gebeliklerinde Doğum Zorlu Geçer mi?
İleri yaş gebeliklerinde doğum esnasında komplikasyon oluşma riski de yükselir. Özellikle doğal yöntemlerle gerçekleştirilen doğumlar, 40 yaş ve üzerindeki kadınların sağlığı açısından riskli kabul edilir. 42 yaşından itibaren bu riskin daha da yükseldiği öngörülür. Bu nedenle hamile kalma konusunda geç kalmamanızda ve 40 yaş üzeri gebeliklerde tüm süreci doktor kontrolünde geçirmenizde büyük yarar bulunur.
Referans:
https://www.ttb.org.tr/STED/sted0400/04005.html
https://www.healthline.com/health/pregnancy/having-a-baby-at-40
İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesinden mezun oldu. Yıllardır çalıştığı özel kliniğinde, perinatoloji alanında uzmanlaşmıştır.